top of page

Türkiye’de Yabancı Mahkeme Kararlarının Tanınması ve Tenfizi

  • NOK Legal
  • 13 Ağu
  • 3 dakikada okunur

Günümüzde artan uluslararası ticaret, yatırım ve kişisel ilişkiler, yabancı ülkelerde verilen mahkeme kararlarının Türkiye’de de hukuki sonuç doğurması ihtiyacını sıkça gündeme getirmektedir. Örneğin, yurtdışında alınmış bir tazminat kararı, boşanma hükmü, ticari uyuşmazlık kararı veya alacak davası sonucu verilen ilamın Türkiye’de etkili olabilmesi için tanıma veya tenfiz yoluna başvurulması gerekmektedir.


Bu süreç, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (“MÖHUK”) hükümlerine tabidir ve hem usule hem de maddi hukuka ilişkin belirli şartların yerine getirilmesini zorunlu kılar.


Tanıma ve Tenfiz Kavramları


Tanıma: Tanıma, yabancı bir mahkeme kararının Türkiye’de kesin hüküm veya kesin delil etkisi kazanmasını ifade eder. Tanıma kararı ile yabancı ilam, Türkiye’de yeniden yargılama yapılmadan hukuken geçerli hale gelir; ancak tek başına icra kabiliyeti sağlamaz. Örneğin, yabancı bir boşanma kararının nüfus kayıtlarına işlenmesi tanıma yoluyla mümkündür.


Tenfiz: Tenfiz ise yabancı mahkeme kararının Türkiye’de icra edilebilir hale gelmesini sağlar. Tenfiz kararı ile yabancı ilam, Türkiye’de verilmiş bir mahkeme kararı gibi icra dairelerinde ilamlı icra yoluyla uygulanabilir. Bu nedenle, para alacağı, tazminat veya taşınmaz teslimi gibi eda hükümleri içeren kararların icrası için tenfiz davası açılması zorunludur.


Özetle: Tanıma, hukuki geçerlilik sağlar; tenfiz ise icra kabiliyeti kazandırır.


MÖHUK’a Göre Tanıma ve Tenfizin Şartları


MÖHUK’un 50 ila 59. maddeleri arasında düzenlenen hükümler uyarınca Türkiye’de yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi için aşağıdaki şartlar aranır:

  1. Kesinleşmiş Karar: Yabancı mahkeme kararı, verildiği ülke hukukuna göre kesinleşmiş olmalıdır. Kesinleşme belgesi, ilgili ülke makamlarından alınmalı ve usulüne uygun şekilde onaylanmalıdır.

  2. Kararın Medeni veya Ticari Nitelikte Olması: Karar, ceza hukuku yaptırımı değil; medeni hukuk veya ticaret hukuku alanında verilmiş olmalıdır.

  3. Münhasır Yetki İhlalinin Bulunmaması: Dava, Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine giren bir konuda olmamalıdır. Örneğin, Türkiye’de bulunan taşınmazların aynına ilişkin davalarda Türk mahkemeleri münhasır yetkilidir.

  4. Karşılıklılık (Mütekabiliyet): Karar, verildiği ülkede Türk mahkemelerinin kararlarının tanınıp tenfiz edilebilmesine imkân tanıyan karşılıklılık ilkesine uygun olmalıdır.

  5. Kamu Düzenine Aykırılık Bulunmaması: Karar, Türk kamu düzenine açıkça aykırı olmamalıdır. Kamu düzeni denetimi, yalnızca kararın esası değil, yargılama sürecinin adil yargılanma ilkelerine uygunluğunu da kapsar.

  6. Savunma Hakkına Riayet Edilmesi: Karar, taraflara usulüne uygun tebligat yapılmadan veya savunma hakkı tanınmadan verilmiş ise tanıma ve tenfiz mümkün değildir.


Başvuru Prosedürü


Tanıma ve tenfiz talepleri, Türkiye’de Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde açılacak dava ile ileri sürülür. Görevli mahkeme, yabancı mahkeme kararının niteliğine göre belirlenir (örneğin aile hukukuna ilişkin davalarda Aile Mahkemeleri, ticari alacağa ilişkin davalarda Ticaret Mahkemeleri gibi).


Dava Dilekçesi ile Birlikte Sunulması Gereken Belgeler:

  • Yabancı mahkeme kararının aslı veya onaylı örneği,

  • Kararın kesinleştiğini gösteren belge,

  • Belgelerin yeminli tercüman tarafından yapılmış Türkçe tercümeleri,

  • Apostil şerhi veya ilgili ülke ile Türkiye arasında varsa konsolosluk onayı prosedürleri.


Mahkeme, bu belgeleri inceledikten sonra yargılamayı başlatır. Taraflar dinlendikten ve gerekli koşullar sağlandığı tespit edildikten sonra tanıma veya tenfize karar verilir.


Tanıma ve Tenfiz Arasındaki Temel Farklar

Özellik

Tanıma

Tenfiz

Amaç

Kesin hüküm/delil etkisi sağlamak

İcra kabiliyeti kazandırmak

Uygulama Alanı

Kişisel haller, boşanma vb.

Para alacağı, tazminat, eda kararları

İcra Edilebilirlik

Yok

Var

Sonuç

Yeniden yargılama yapılmadan karar geçerli hale gelir

Karar, ilamlı icra ile uygulanabilir

İcra ve Uygulama


Tenfiz kararı alınmış yabancı ilam, Türkiye’de verilmiş bir mahkeme kararı gibi icra edilebilir. İcra dairesi, ilamlı icra hükümlerine göre işlemleri başlatır. Ancak tenfiz kararı olmaksızın, yabancı mahkeme ilamının Türkiye’de icrası mümkün değildir.


Sonuç

Yabancı mahkeme kararlarının Türkiye’de hukuki geçerlilik ve icra kabiliyeti kazanabilmesi için tanıma ve tenfiz prosedürlerinin iç hukukumuza uygun biçimde yürütülmesi gerekmektedir. Aksi halde, ön şartların eksikliği, eksik veya usule uygun olmayan belge, usulsüz tebligat, savunma hakkının kısıtlanması, karşılıklılık eksikliği veya kamu düzenine aykırılık gibi nedenlerle talepler reddedilebilmekte olup, bunun sonucu olarak yabancı mahkeme ilamlarının Türkiye'de geçerli sayılmaması ve icra edilememesi söz konusu olabilir.

 
 
 

Yorumlar


bottom of page